Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
HOŞ GELDİNİZ!
Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolup giriş yaptıktan sonra konu oluşturabilir, mevcut konulara yanıt gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajlaşma programınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabileceksiniz. Aynı zamanda hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki daha ne bekliyorsunuz?
Güncel olmayan bir tarayıcı kullanıyorsunuz. Bu web sitesini veya diğer web sitelerini doğru şekilde göstermeyebilir. Yükseltmeli veya bir alternatif tarayıcı kullanmalısınız..
İnsana duyulan aşk ölümlüdür,tıpkı beden gibi.Ölümsüz bir aşk için,ölümsüz bir varlığı sevmek gerek.Hiçbir zaman senin olmayacak,hiçbir zaman anlayamayacağın,hiçbir zaman doyamayacağın,hiçbir zaman kavuşamayacağın ve hiçbir zaman terk edemeyeceğin bir varlığı"
Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür; bizi ayıran küçücük bir köprü vardır,hepsi o kadar.Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: Bu köprüyü geçip bana gelir misin? İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın.O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer ; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar örülüverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de Artık yapamayız.Ama o Küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde ; yutkunur ve şaşar kalırsın.
Irvın D. Yalom : Nietzsche Ağladığında / Sayfa : 110
Aslında, bizim gibi gezici insanların bayrağı yoktur.Milyonlarız ama bir ulus değiliz.Bir araya gelebiliriz; ama sonra rüzgar değişir ve umutları alıp götürür...
Çoğu zaman zaman Afrikalı bir kız olacağıma madeni bir İngiliz Sterlini olmayı isterdim .Herkes geldiğimi görmekten mutlu olurdu.Belki bir hafta sonu sizi ziyarete gelirdim; sonra, çok karasız olduğum için , köşedeki dükkanda duran adama giderdim; ama siz o tarçınlı kurabiye yiyip, soğuk kutu kolanızı içmekte olduğunuz için buna üzülmez ve bir daha beni hiç düşünmezdiniz.Tatilde tanışıp , sonra birbirinin adını unutan sevgililer gibi olurduk.
Bize ait bazı gerçekler bize ağır geldiğinde, bize ait olmayan yalanlara sığınırız genelde. Sağanak ağırlaştığında, bir yalana sığınmak, doğru olmasa bile, doğrudan ıslanmaktan korur bizi. Bazı gerçekleri kabul etseniz, kanıksasanız bile, bunları olur olmaz yerde kullanmak, olumsuz duygular verir size.
Üstün Dökmen: Kelebekler ve İnsanlar / Sayfa : 136
Gözlerini açtığında Araf'taydı kadın.Başını arkaya çevirdi,cennetin güzelliğini görüyordu sanki;ağacın canlılığını,çimenin yeşilini,göğün maviliğini ve güneşin sıcaklığını hissediyordu.Ama ayakları sürüklüyordu onu,hakim olamıyordu.Cehennem ateşi yüzüne çarpıyormuşçasına bir rüzgar uğultusu duyuyordu.Yöneldiği yerde her yer soluktu;ağacın dalları kurumuş,bulutlar bile kararmıştı.Gözünden akan yaşlarla ne tarafa gideceğini bilemiyordu.''